30 Ocak 2013 Çarşamba


  
RÜZGARLI ŞEHRİN UMUDU


         Derrick Martell Rose. Bu isim size sadece bir Nba yıldızı olarak gelse de, Chicago halkı için bundan çok daha fazlası. Majestelerinin 98'de kazandırdığı şampiyonluktan sonra bunu başarabilecek yegane kişi. 
         Derrick 4 Ekim 1988'de Chicago'da dünyaya geldi. Abileri sayesinde küçük yaşta basketbola başladı. Büyükannesi Winnie the Pooh'a olan benzerliği nedeniyle ona Poohdini lakabını takmıştı. (Sol kolunda dövmesi mevcut)

      
                                                  (Derrick Rose a.k.a. The Poohdini)

        Lisede Simeon Career Academy'nin Wolverines takımında oynadı. 4 senelik lise kariyerinde 21.1 sayı, 8.2 asist, 6.2 ribaund ve 2.7 top çalma ortalamalarını tutturdu. Son 2 senesinde takımını yerel şampiyonluğa taşıdı. Son senesinde dikkatleri iyice üzerine çeken Derrick, McDonald's All-American Team'e seçildi.


                                                          (Simeon formasıyla liseli Rose)

         John Calipari deyince şüphesiz akla ilk gelen potansiyel Nba yıldızlarını takımına katabilme yeteneğidir. Bu yeteneğini Derrick üzerinde de kullandı ve Memphis Tigers kadrosuna katmayı başardı.( O kadroda geçen sene Olimpiakos, bu sezon Royal Halı Gaziantep'te oynayan Joey Dorsey'de vardı) Tigers sezonu   33-1 gibi mükemmel bi dereceyle kapattı. NCAA Playoff'larında Rose önce Dj Augustin'li Texas'ı, ardında Darren Collison'lu UCLA'i eleyerek takımını finale taşıdı. Fakat finalde Kansas'a uzatmalarda yenilerek kolej kariyerini rüya gibi bir sezonla kapatma fırsatını kaçırmış oldu.
         Bir senelik kolej kariyerini 14.9 sayı, 4.7 asist, 4.5 ribaund ortalamalarıyla kapattı ve Nba Draft'ına katılma kararı aldı.

             
                                                      ( Derrick Rose ve John Calipari)


2008 DRAFT'I VE NBA SERÜVENİ

          2008 Draft Çekilişi'nde Türk filmlerine taş çıkaracak bir olay gerçekleşti. 1000 toptan 17'sine sahip Chicago Bulls mucizeyi gerçekleştirdi ve Miami Heat'in önünde 1. sıradan seçme hakkına sahip oldu. Rose'un en büyük rakibi NCAA Finali'nde kaybettiği Kansas'ın forveti Michael Beasley'di. Draft gününe kadar Bulls - Heat arasında adeta demeç savaşı yaşandı.
          26 Haziran 2008 akşamında Bulls, doğma-büyüme Chicago'lu olan Derrick Rose'u 1. sıradan seçti. Nba'de Howetown olayının ne kadar önemli olduğu düşünülürse bu seçim hem Rose, hem de Bulls için büyük şanstı. 2. sıradan Michael Beasley'i seçen Heat GM'i Pat Riley ise sonradan pişman olacağı bir açıklama yapmıştı ' Chicago Bulls, Rose'u seçtiği için çok mutluyuz '


                                                      ( David Stern ve Derrick Rose)

          Çaylak sezonunda dalgalanmalı performanslar göstersede ayın çaylağı ödüllerini alan Derrick, All-Star Rookie Challenge'a davet edildi. Ardından Skills Challenge ödülünü kazandı. Takımını 7. sıradan Playoff''lara soktu. İlk playoff maçında Boston'a karşı 36 sayı atan Derrick, Kareem Abdul Jabbar'dan sonra bunu başaran 2. oyuncu oldu. 7 maçlık muhteşem bir seri sonunda takımının Boston'a elenmesini engelleyemedi.
Sene sonunda 'Yılın Çaylağı' ödülünün sahibi oldu. Daha ilk senesinde kazandığı ödüller, aldığı sorumluluk göz önüne alındığında Bulls taraftarının şampiyonluk hesapları yapmaması için bi sebep yoktu.

        2008-09 Normal Sezon İst : 16.8 sayı, 6.3 asist, 3.9 ribaund
        2009 Playoff İst : 19.7 sayı, 6.4 asist, 6.3 ribaund

      
                                                     (2009 Yılın Çaylağı Derrick Rose)

          2009-10 sezonunun başında sakatlık yaşasada iyi bir sezon geçirdi ve M.Jordan'dan sonra All-Star seçilen ilk oyuncu oldu. Bulls 8. sıradan playofflara girdi ve 5 maç sonunda LeBron'lu Cleveland'a elendi. Ülkemizde düzenlenen 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki Rüya Takım kadrosuna seçildi ve altın madalya kazandı.

          2009-10 Normal Sezon İst : 20.8 sayı,  6 asist, 3.8 ribaund
          2010 Playoff İst : 26.8 sayı, 7.2 asist, 3.4 ribaund


                                       (2010 Dünya Basketbol Şampiyonası - Dream Team)


YENİ HEDEF 'MVP'


           İlk sezonda Yılın Çaylağı olan, ertesi sene All-Star'lığa yükselen ve Dream Team ile altın madalya kazanan Rose hedefini iyice büyütmüştü. 2010-11 sezon öncesi Chicago Bulls'un medya gününde kendisine sorulan 'Bu sene senden ne beklemeliyiz?' sorusuna cevabı netti. ' NEDEN MVP OLMAYAYIM? Sıkı çalıştım, genç yaşımda kendimi basketbola adadım ve bir çok şeyden fedakarlık yaptım '

           Sezona müthiş bir şekilde başlayan Rose takımına aldırdığı galibiyetlerle Bulls'u, Doğu Konferansı'nda üst sıralara çıkarıyordu. Hemde bunu takımın önemli 2 ismi Carlos Boozer ve Joakim Noah'ın sakat olduğu dönemlerde gerçekleştiriyordu. Sezon ortasında 24.7 sayı, 8 asist, 4.7 ribaund ortalamaları tutturdu. Sayı ve asist kategorilerinde ilk 10'da yer alan tek oyuncuydu. 2011 All Star maçına ilk 5'te seçilerek Michael Jordan'dan sonra bunu başaran ilk Bulls oyuncusu oldu.
            Müthiş performasına All-Star sonrasıda devam eden Rose, takımını 62-20 derecesiyle ligin tepesine taşıyordu. Sezon başında 'Neden Kazanmayayım?' dediği Mvp öldülünün en ciddi adaylarındandı. Jon Barry, Jalen Rose, Charles Barkley, Chris Bosh Mvp'nin Rose olması gerektiğini söylüyorlardı. Hatta Majesteleri     ' Kesinlikle hakediyor, şüphesiz ' açıklamasıyla da destek verdi.
         
           3 Mayıs 2011'de Mvp'yi kazandığında, Nba Tarihinin En Genç Mvp'si olarak tarihe geçti.

          2011 Playoffları'nda ilk turda İndiana'yı 4-1'le, ikinci turda Atlanta'yı 4-2 ile geçtiler. Doğu Finali'nde ise karşılarında LeBron, Wade ve Bosh'lı Miami Heat vardı. Güçlü rakibine elenen 4-1'le geçilen Bulls playofflara veda etti.

          2010-11 Normal Sezon İst : 25 sayı, 7.7 asist, 4.1 ribaund
          2011 Playoff İst : 27.1 sayı, 7.7. asist, 4.3 ribaund


                                                 (2010-11 Sezonu Mvp'si Derrick Rose)

            2011-12 sezonuna Derrick son Mvp ünvanıyla girmişti. Lokavt nedeniyle geç başlanan sezon 66 maç üzerinden oynanacaktı. Sezona çok iyi başlasada sakatlıklar nedeniyle sadece 39 maç oynayabildi. Fakat Bulls çok iyi bir takım kimyasına sahipti ve normal sezonu 50-16 dereceyle tekrar 1. sırada tamamladı
            
            2011-12 Normal Sezon İst : 21.8 sayı, 7.9 asist, 3.4 ribaund
            2012 Playoff İst : 23 sayı, 9 asist, 9 ribaund ( 1 Maç)
                                                                      
SAKATLIK


              Playofflarda 8. sıradan Philadelphia ile eşleşen Bulls önde götürdüğü ilk maçın son dakikalarında büyük bir şokla karşılaştı. Potaya drive eden Rose sıçradıktan sonra acı içinde yerde kaldı ve maçı tamamlayamadan hastaneye götürüldü. MR sonuçlarında ise korkulan başa gelmişti : Çapraz bağ kopması.

GERİ DÖNÜŞ (THE RETURN)

             Nisan 2012'de ki sakatlıktan sonra Rose ameliyat oldu. Sponsoru Adidas rehabilitasyon sürecinde Rose'un yaşadıklarını ve çalışmalarını anlatan 'The Return' adlı kısa filmleri 6 parça halinde yayınladı.


           Ocak 2013 itibarıyla takımla çalışmalara başlayan Rose'un All-Star arasından sonra sahalara tekrar dönmesi bekleniyor. Umarım bir daha ciddi bir sakatlık yaşamaz ve sahalarda fırtına gibi esmeye devam eder. 

Şehrinin sana ihtiyacı var...



21 Ocak 2013 Pazartesi


   NBA'DE SON 15 YILIN DRAFT FİYASKOLARI


          NBA'de takımlar arası güç dengesini sağlayan en önemli unsurlardan biri kuşkusuz draft hakları. Lise ve kolej takımlarında oynayan oyuncuların NBA'e adım atmadan seneler önceden takip edilmeye başlanması, milyon dolarlık takımların ümitlerini bu genç oyunculara bağlaması ve hatta bu oyuncuların profesyonel kariyerine başlamadan çok büyük meblağlara sponsorluk anlaşmaları imzalamaları durumun ciddiyetini gösteren detaylardan.

        Hem takımların yaptıkları yanlış seçimler, hem de seçilen oyuncuların yaşadıkları uyum sorunları ve talihsiz sakatlıklar nedeniyle Nba tarihinin değişmesinde katkıda bulunan 10 fiyaskoya başlayalım.

        10) Hasheem Thabeet (2009 Draftı 2. Seçim - Memphis Grizzlies)

           
         Connecticut formasıyla 3 yıllık kolej kariyerinde Double-double ortalamaya yakın oynayan ve Big East Player of the Year seçilen Thabeet, 4 yıllık Nba kariyerinde sakatlıklarla boğuştu ve 2.3 sayı ve 2.7 ribaund ortalamalarıyla hayal kırıklığı yarattı.
         Kaçırdıkları Oyuncular: James Harden (3), Tyreke Evans (4), Ricky Rubio (5)

         9) Adam Morrison (2006 Draftı 3. Seçim - Charlotte Bobcats)


        Geçen sene Beşiktaş Milangaz formasıyla izlediğimiz Morrison, kolej kariyerinde çok iyi performanslar göstersede Nba'de bekleneni veremedi en büyük hayal kırıklıkları listesinde yerini aldı.
        Kaçırdıkları Oyuncular: Brandon Roy (6), Rudy Gay (8), Rajon Rondo (21)

        8) Jay Williams (2002 Draftı 2. Seçim - Chicago Bulls)


        Duke Üniversitesi'yle çok başarılı bir kariyeri olan ve numarası emekli edilen Williams büyük beklentilerle Bulls tarafından seçildi. 2002 Dream Team kadrosunada alınan Williams motorsiklet kazasıyla bacağını kırdı ve bir daha eski performansını gösteremedi.
        Kaçırdıkları Oyuncular: Amare Stoudemire (9), Caron Butler (10), C. Boozer (35)

        7) Shaun Livingston (2004 Draftı 4. Seçim - L.A.Clippers)


         Youtube'da ki iç burkan sakatlık videosu Livingston'un başarısızılığının sebebini anlatmaya yetiyor. İlk yıllarında ortalama sezonlar geçiren Shaun, sakatlığı ardından bir daha o seviyeye gelemedi.
         Kaçırdıkları Oyuncular: Luol Deng (7), Andre Iguodala (9), Josh Smith (18)

         6) Michael Beasley (2008 Draftı 2. Seçim - Miami Heat)


       Kansas State ile 26.5 sayı 12.5 ribaund ortalamalarıyla müthiş bi sezon geçiren Beasley, Derrick Rose'un ardından Miami Heat tarafından seçilmişti. İlk 2 sezonunda 14.5 sayı, 6 ribaund ortalamasını tuttursada disiplinsiz davranışları ve marijuana içerken çekilen fotoğrafları basına yansımasından sonra 2 draft hakkı karşılığında Minnesota Timberwolves'a takas oldu.
       Kaçırdıkları Oyuncular: Russell Westbrook (4), Kevin Love (5), Eric Gordon (7)

       5) Kwame Brown (2001 Draftı 1. Seçim - Washington Wizards)


        Liseden Draft'a girmeyi tercih eden oyunculardan biri olan Kwame Brown, Nba'de ki uzun kıtlığı sebebiyle değerinden üst sıralarda seçilen oyuncuların başında geliyor. 12 yıllık Nba kariyerinde 6.7 sayı 5.5 ribaund gibi vasat ortalamalarda listemizde 5. sırada yer alıyor.
        Kaçırdıkları Oyuncular:  Tyson Chandler (2), Pau Gasol (3), Joe Johnson (10)

        4) Greg Oden (2007 Draftı 1. Seçim - Portland Trailblazers)


         Son 10 yılda Draft'a katılan en potansiyelli uzun olarak gösterilen Greg Oden, Ohio'da ki ilk kolej yılında All-American First Team'e seçildi. Nba Draftı'n da Kevin Durant'in önünde 1. sırada seçilen Oden'in yakasını sakatlıklar bir türlü bırakmadı. 5 yıllık kariyerinde sadece 82 maç oynayabildi. O zamanki adıyla Seattle Supersonics'in seçtiği Kevin Durant'in yaptıklarına bakınca Nba'in tarihinin değiştiği seçimlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
         Kaçırdıkları Oyuncular: Kevin Durant (2), Al Horford (3), Mike Conley (4)

         3)Marvin Williams ( 2005 Draftı 2. Seçim - Atlanta Hawks)


          North Carolina formasıyla 11.3 sayı 6.6 ribaund ortalamalarıyla oynayan, atletikliği ve savunmayısla ön plana çıkan Williams 2005 Draftı'nda 2. sıradan seçildi. Fakat bir türlü beklenen patlamayı yapamayan Williams 7 yıllık Atlanta kariyerini 11.5 sayı, 5.2 ribaund ortalamalarıyla tamamladı. Kendinden sonra seçilen Deron Williams ve Chris Paul'un süperstar seviyesine gelmesi Williams seçimini fiyasko yapan en büyük faktörlerden.
          Kaçırdıkları Oyuncular: Deron Williams (3), Chris Paul (4), Andrew Bynum (10)

          2)Michael Olowokandi ( 1998 Draftı 1. Seçim - L.A.Clippers)

          
           Uzun olsunda çamurdan olsun mantığıyla üst sıralardan seçilmiş bir oyuncu daha. Clippers taraftarı seçilen diğer oyuncuların yaptıklarını gördükten sonra uzun süre kafasını duvarlara vurmuş olmalı. Kandi 9 yıllık Nba kariyerini 8.3 sayı, 6.8 ribaund ortalamalarıyla tamamladı.
            Kaçırdıkları Oyuncular: Vince Carter (5), Dirk Nowitzki (9), Paul Pierce (10)

           1) Darko Milicic ( 2003 Draftı 2. Seçim - Detroit Pistons)

          
             Ve 1 numaraya geldik. 1984 (Jordan, Barkley, Hakeem, Stockton), 1996 (İverson, Kobe, Nash, Ray Allen, J. O'Neal) ile birlikte Nba tarihinin en bereketli senelerinden biri olan 2003 Draftı'nda Detroit Pistons 2.sıradan Carmelo, Wade ve Bosh'u es geçerek Milicic'i seçiyor. Bu hamleyle Nba tarihini tamamen değiştiren Pistons yönetimi yaptığı yanlışın bedelini daha uzun süre ödeyecek gibi görünüyor.
            Kaçırdıkları Oyuncular:  Carmelo Anthony (3), Dwyane Wade (4), C. Bosh (5)




KAÇAN BALIKLAR BÜYÜK OLUR - 1



         
      Bu yazı dizisinde son anda gerçekleşmeyen transferlere yer vereceğiz.2013 ara transfer döneminini son dönemlerine girildiği bu günlerde yapılan transferlerin yanı sıra yapılmayan transferler ilerki yıllarda ne kadar can yakacağının geçmiş yıllarda ki örneklerine bakalım isterseniz.

Zlatan İbrahimovic
     2000 yılında Arsene Wenger, o yıllarda henüz 16 yaşında olan İsveç’in gelecek vaat eden yıldız adayı İbrahimoviç’i deneme antrenmanları için kulübe davet etmişti. Genç Zlatan Londra’ya gitti, kulübü gezdi. 
Wenger, İbra’yı bir hazırlık maçında oynatıp, neler yapabileceğini görmek istiyordu. Ancak genç Zlatan, o günlerde de kendisine aşırı güveniyle, “İbrahimoviç deneme yapmaz” dedi ve Arsenal defterini kapattı.Aradan geçen uzun yıllar sonrasında, İbra’nın bu hareketi hatırlatılan Wenger, “evet,” diyor, “kendine çok aşırı güveniyordu. Ancak yarattığı kariyer gösteriyor ki, özgüveninde haklıymış”

Cristiano Ronaldo



      Arsene Wenger’in sonuna kadar yaklaşıp da imza attırmayı başaramadığı bir diğer isim, Cristiano Ronaldo olmuştu. 2003 yılında Sporting Lisbon’dan Londra’ya, Arsenal’e deneme antrenmanları için gelen Ronaldo, Wenger’e kendini kanıtlamayı başarmıştı. Hatta ikili 3 kez özel görüşme yapmış, Arsenal ile Sporting Lisbon bonservis bedelinde de anlaşmıştı. Ancak imza süreci uzadı. Araya giren Sir Alex Ferguson da transferi Kırmızı Şeytanlar adına sonlandırdı.               

Rademel Falcao

      Bu kez 2009’a uzanıyoruz. Atletico Madrid’in süper yıldızı Radamel Falcao o günlerde River Plate forması giyiyor ancak aklı fikri Avrupa’da. 6 milyon pound bonservis bedeliyle Aston Villa’nın kapısını çalıyor. Yönetim anlaşmayı bitirmek üzereyken teknik direktör Martin O’Neill, Falcao’yu kadrosunda düşünmediğini söylüyor. İngiltere hayalleri suya düşen Kolombiyalı Porto’ya imza atıyor, ardından Atletico Madrid’e transfer oluyor.

Samuel Eto'o


İngiltere hayali son anda suya düşen bir başka yıldız adayı ise Samuel Eto’o olmuştu. 2001’de Mallorca’da ortaya koyduğu performans ile Bolton Wanderers’ın dikkatini çeken Kamerun’lu forvetin transferi için tüm evraklar hazırlanmıştı. Tek sorun 8 milyon euro bonservis bedeliydi. Teknik direktör Sam Allardyce, yönetime, “Şimdi 8 milyon vereceğiz, birkaç yıl sonra 20-25’e çok rahat satarız” dese de ikna edemedi. Eto’o, 2004’te 24 milyon euro bonservis bedeli karşılığında Barcelona’ya transfer oldu. Allardyce, haklı çıktı. 





Şimdilik bu kadar tekrar görüşmek üzerere...
Erkan PARLATICI